21. yüzyılda uygulamalı sanatlara yüklenen anlam, ekonomik, kültürel ve yaşam tarzındaki hızlı değişiklikler nedeni ile büyük bir dönüşüm noktasındadır. Bu anlamda bugünün ve geleceğin tasarımcıları uygulamalı sanatların ayırt edici özelliği olan işlev, tasarım ve estetik kavramlarını çağın dinamiklerine uygun bir biçimde dönüştürmek ile sorumludurlar. Bu anlamda yaratıcılık, bilimde ve sanatta çağa damgasını vurmuştur. Uygulamalı sanatların üç temel ayağı olan yapı, işlev ve estetik kurguyu çağdaş, taklitten uzak ve yeni açılımlara uyarlayabilen tasarımcılar yetiştirmek her şeyden önce bu kavramların birbirleri ile olan ilişkilerinin yapılandırılmasına bağlıdır. Uygulamalı sanatlar eğitiminde özellikle ürüne dönük çalışmalardaki “kullanım amacına uygunluk” kavramı bu alandaki estetik yapılanma ve yaratıcılığın önüne geçme tehdidini taşımaktadır. Öğrencinin, tasarımın her aşamasında estetiğin alanı içerisinde olduğunu anlayabilmesi bu kavramların ilişkilendirilmesi ve açılması ile olasıdır. Bu araştırmada uygulamalı sanatlar eğitimde önemli bir sorun olan ürünün tasarımı sürecindeki kimi önemli kavramlara ilişkisel olarak değinilmiş ve sonuç olarak aslında birbirine zıt gibi görünen bu kavramların birbirlerini nasıl bir bütün halinde yapılandırdıkları vurgulanmıştır