Aile klinik psikoloji ve psikiyatri disiplinlerinde, çocuk gelişimi ve işlevselliği için en önemli etkenlerden biri olarak kabul edilmektedir. Çünkü aile, çocuğun ilk ve biçimlendirici sosyalleşme deneyimlerini aldığı yerdir ve çocuk büyüse bile ailesine ihtiyaç duymaya devam etmektedir. Çocuğun fiziksel, ruhsal ve duygusal gelişiminin sağlıklı olabilmesi için normal bir ailede büyümesi gereklidir. Ancak, ailenin kendisine has yapılanmasında ve fonksiyonlarında sorunlar olması aile için psikopatolojiyi beraberinde getirebilir. Ailenin yapısal örgütlenmesinin patolojik olması hem aile içi ilişkilerin hem de aile huzurunun bozulması anlamına geldiğinden gelişimsel ve ruhsal bozuklukların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Özellikle normal görünen ancak kendi içinde patolojik bir yapılanmaya sahip ailelerin kendi öz çocukları üzerindeki etkileri oldukça yıkıcıdır. Günümüz araştırmalarının bir sonucu olarak, aile içinde var olan ve psikopatoloji ile doğrudan ilişkili bazı faktörler belirlenmiştir. Bunlar, ebeveyn-çocuk ilişkisi, aile yapısı, bağlanma, ebeveynler arası çatışma ve boşanma, ebeveyn patolojisi ve çocuğa karşı kötü muameledir. Tüm bu faktörler birbirleri ile ilişki içindedir ve bütün aile sistemini derinden etkilemektedir. Aile üyelerinin, aile sisteminin birer yapı taşı olduğu düşünüldüğünde hem çocukların hem de ebeveynlerin ruh sağlığının bu etkenler ile ilişki içinde olduğu ve birbirleri ile de etkileşimde oldukları görülmektedir. Tarihsel süreçte, psikopatoloji ile ilgili çalışmalar patolojinin bir başka güç tarafından posesyon şeklinde ele geçirilme ya da bedendeki denge ve işlev bozukluğunun bir sonucu olarak değerlendirilmesinin ardından teori bazlı çalışmalar üretilmeye başlanmıştır. Teori bazlı bu çalışmalar alanyazında psikanalitik teori ile başlamakta, yapısal yaklaşım ve sistemsel yaklaşımla devam etmekte; kuşaklararası travma geçişi yaklaşımı ve psikotarihsel yaklaşım ile sürmektedir. Psikotarihsel yaklaşımda tanımlanan yardım edici ebeveynlik stilinin günümüzde arkadaş ebeveynlik stili ardında kötüye kullanımı da aile psikopatolojisinin bir konusunu oluşturmaktadır. Günümüzde, özellikle toplumsal yapıda ve aile yapısında ve çocuk yetiştirme stillerde meydana gelen değişimin bir sonucu olarak çocuktan ebeveyne şiddet ve çocuktan ebeveyne şiddetin en uç noktada görülebilecek formu olan parrisid, patrisid ve matrisid davranışları da aile içinde yaşanan travmatik yaşam olayları olmaları nedeniyle aile psikopatolojisinin konusu olmaktadır. Son olarak, postmodern dünyada yaygınlaşan ve bir ebeveyn tutumu olarak da değerlendirilebilen'sharenting'konusunun ele alınmasının da elzem olduğu düşünülmektedir.