Giriş
1999 yılında yaşanan Büyük Marmara depremi, çarpık şehirleşmenin ölüm, bedensel zarar ve malvarlğı kayıpları yönünden ne derece yıkıcı olabileceğini gözler önüne sermiştir. Yaşanan bu tecrübe, ülkemiz açısından imar faaliyetlerinin yürütülmesi hususunda alınması gereken önlem ve izlenmesi gereken yöntemler bakımından büyük bir hassasiyet uyandırmıştır. Bu süreçte yapılan düzenlemelerle idarelerin denetimi ve yapı sektörünün kontrol altına alınması amaçlanmış, bu surette yapı güvenliği sağlanarak olası felaketlerin tekrar yaşanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Bu kapsamda yapılan düzenlemelerden birisi de “Kentsel Dönüşüm Kanunu” olarak ifade edilen ve 2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ve çalışmamızda “Yönetmelik” şeklinde ifade edilecek olan uygulama yönetmeliğidir. Bu düzenleme ile temel olarak amaçlanan, deprem güvenliği taşımayan yapıların yıkımı ve yenilenmesi; bu sayede sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarının oluşumuna katkı sağlanmasıdır. Bu yönüyle kentsel dönüşüm rejiminin, özel hukuk ilişkilerinin yanısıra kamusal bir içeriğe sahip olduğu muhakkaktır.