Dünya değişiyor ve dönüşüyor. Ekonomik ve teknolojik alandaki değişimler hemen her alandaki geleneksel yöntemleri ve alışkanlıkları alt üst ederek yeniden biçimlendiriyor. Yeni bir toplum ve bu toplumun da oldukça farklı beklentileri ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, kamu yönetimi sürekli kendini yenilemek zorunda kalmaktadır. Geleneksel kamu yönetimi değerlerinin başında gelen bürokrasi mekanizması, hem vazgeçilemeyen hem de çok eleştirilen niteliklere sahiptir. Hantal, bürokratik, hiyerarşik ve büyük yönetsel yapılar değişmekte, esnek, işlevsel, şeffaf ve yurttaş odaklı yapılara dönüşmektedirler. Elbetteki bu dönüşüm çok boyutlu olmaktadır. Örgütsel değişimin yanında, insan kaynakları, yönetim süreçleri, performans, görev ve yetki alanları gibi temel konularda da köklü bir değişim yaşanmaktadır.Bugün, yurttaş ve yönetim ilişkisi önemli bir sorgulamadan geçmektedir. Konu, aslında hiç de yeni değildir. Yöneten-yönetilen ilişkisinin ortaya çıkmasından bu yana, bu ilişkide sürekli bir “ideal” arayışı olmuştur ve değişen koşullarla birlikte bu arayış devam etmektedir. Günümüzde, yeni bakışlar ve yöntemler yurttaş-yönetim ilişkisinin tarihsel dengesini giderek yurttaş lehine çevirmekte ve yurttaşa daha fazla yönetime ve siyasete müdahale ve biçimlendirme olanakları sunmaktadırlar. Bu olanakların hem yerel yönetimler düzeyinde hem de kamu yönetimi düzeyinde uygulanması da, yeniden yapılanma çalışmalarının kapsamı içerisindedir.